be surprised:mat kalmak, hayran olmak, taaccüplenmek Genel,Belirtilmemiş (4)
(0)
bllod pressure:kan tazyiki, kan basıncı Genel,Belirtilmemiş (0)
(0)
benumb:uyuşturmak, kuruyup kalmak, donmak, mat kalmak Genel,Fiil (3)
(0)
station:istasyon, durak, dayanacak, yer, mevki, karakol, merkez, toplumsal konum, makam, rütbe, yerleştirmek, dikmek Genel,Belirtilmemiş (4)
(0)
family:aile, kodak, ocak Genel,İsim (4)
(1)
lilliputian:çok küçük, ufacık, cırttan, cüce Genel,Belirtilmemiş (0)
(0)
whelk:bir tür deniz salyangozu, kabartı, sızanak, sivilce Genel,İsim (3)
(0)
chapulling: Yemek yediği kaba tükürmek gibi bir şey. Vatan hainiyim veya vatan hainlerine uşaklık ediyorum demenin bir yolu. İngilizcede böyle bir söz yoktur. Genel,Belirtilmemiş (109)
(0)
squeak:(fare, vb.) cik cik ses çıkarmak, gıcırdamak, gıcırdatmak, ötmek, gammazlık etmek, cikcik, gıcırdama, cığıltı Genel,Belirtilmemiş (3)
(0)
construction:[konstrüksiyon] yapılış, yapım, inşa, yapı, bina, dikinti, inşaat, abatlık, yapı endüstrisi, tümce kuruluşu, tümce yapısı, anlam, anlam verme Genel,Belirtilmemiş (8)
(0)
flourishing:yapılış, yapım, inşa, yapı, bina, dikinti, inşaat, abatlık, yapı endüstrisi, tümce kuruluşu, tümce yapısı, anlam, anlam verme Genel,Belirtilmemiş (0)
(8)
stop:durmak, durdurmak, önlemek, engellemek, durdurmak, mani olmak, alıkoymak, durmak, kesilmek, bitmek, kalmak, durmak, tıkamak, durdurma, durma, duruş, durak, dayanacak, engel, mani, çekit Genel,Belirtilmemiş (4)
(0)
submarine:denizaltı, denizaltında olan, denizaltı ile ilgili, denizaltı, sualtı kayık Genel,Belirtilmemiş (4)
(0)
nurse:hemşire, tıp bacısı, hastabakıcı, uşak bakıcısı, dadı, bakmak, iyileştirmek, hastabakıcılık yapmak, bakmak, ilgilenmek, meme vermek, emzirmek, (kin, vb.) beslemek Genel,İsim (6)
(0)
be surprised:mat kalmak, hayran olmak, taaccüplenmek Genel,Belirtilmemiş (4)
(0)
bllod pressure:kan tazyiki, kan basıncı Genel,Belirtilmemiş (0)
(0)
benumb:uyuşturmak, kuruyup kalmak, donmak, mat kalmak Genel,Fiil (3)
(0)
station:istasyon, durak, dayanacak, yer, mevki, karakol, merkez, toplumsal konum, makam, rütbe, yerleştirmek, dikmek Genel,Belirtilmemiş (4)
(0)
family:aile, kodak, ocak Genel,İsim (4)
(1)
lilliputian:çok küçük, ufacık, cırttan, cüce Genel,Belirtilmemiş (0)
(0)
whelk:bir tür deniz salyangozu, kabartı, sızanak, sivilce Genel,İsim (3)
(0)
chapulling: Yemek yediği kaba tükürmek gibi bir şey. Vatan hainiyim veya vatan hainlerine uşaklık ediyorum demenin bir yolu. İngilizcede böyle bir söz yoktur. Genel,Belirtilmemiş (109)
(0)
squeak:(fare, vb.) cik cik ses çıkarmak, gıcırdamak, gıcırdatmak, ötmek, gammazlık etmek, cikcik, gıcırdama, cığıltı Genel,Belirtilmemiş (3)
(0)
construction:[konstrüksiyon] yapılış, yapım, inşa, yapı, bina, dikinti, inşaat, abatlık, yapı endüstrisi, tümce kuruluşu, tümce yapısı, anlam, anlam verme Genel,Belirtilmemiş (8)
(0)
flourishing:yapılış, yapım, inşa, yapı, bina, dikinti, inşaat, abatlık, yapı endüstrisi, tümce kuruluşu, tümce yapısı, anlam, anlam verme Genel,Belirtilmemiş (0)
(8)
stop:durmak, durdurmak, önlemek, engellemek, durdurmak, mani olmak, alıkoymak, durmak, kesilmek, bitmek, kalmak, durmak, tıkamak, durdurma, durma, duruş, durak, dayanacak, engel, mani, çekit Genel,Belirtilmemiş (4)
(0)
submarine:denizaltı, denizaltında olan, denizaltı ile ilgili, denizaltı, sualtı kayık Genel,Belirtilmemiş (4)
(0)
nurse:hemşire, tıp bacısı, hastabakıcı, uşak bakıcısı, dadı, bakmak, iyileştirmek, hastabakıcılık yapmak, bakmak, ilgilenmek, meme vermek, emzirmek, (kin, vb.) beslemek Genel,İsim (6)
(0)
oğlum:my son Genel,Belirtilmemiş (0)
(0)
yelletke:ventilator, fan Genel,İsim (0)
(0)
nakaracuka:what will we do? Genel,cümle (0)
(0)
oğlum:my son Genel,Belirtilmemiş (0)
(0)
yelletke:ventilator, fan Genel,İsim (0)
(0)
nakaracuka:what will we do? Genel,cümle (0)
(0)